Moda Yazarı – Tasarımcı

1960′lı Yıllardan Günümüze – 3. Bölüm

Modanın geçmişiyle tekerrür halinde olduğunu her sezon görmekteyiz. 1900’lerden bugüne dek 10’ar yıllık süreçlerle incelenen ve moda tarihinin asıl başlangıcı olarak kabul edilen 1900’lü rakamlar kendini çoktan 2000’li yıllara devretti. Ancak modada her zaman var olacak bir geri dönüşü görmek kaçınılmaz. Doğrusu ben,  ileride 2000’li yıllar modası denildiğinde belirgin hattın nasıl anlatılacağının merakı içerisindeyim. Zira geçmişteki dönemlerde 10’ar yıllık zaman dilimlerinin mutlaka yaşatmış olduğu ‘’ilkler’’ vardı. Bu nedenle akılda kalıcı hatlara sahiplerdi. Şimdiyse yaşanmış, keşfedilmiş ve ortaya çıkarılmış ilklerin tasarım boyutlarını genişleten bir moda var karşımızda… 

1960’lara damgasını vuran minik boy moda haftalarında hemen her podyumda kendini gösterdi. Sadece eteklerde değil şortlarda da bu uzunluk hayli görüldü.

Mini eteği gündeme getiren 60’lı yıllar, bu keskin değişiklikle transparan görünüme de temel hazırlamıştı aslında. Önümüzdeki sezon, mini etek ve şortlar üzerine maksi boyda transparanlar birlikte kullanılıyor, mini ve maksinin vurgusu tekrar lanse ediliyor.

Desenler bir çok modacının kreasyonunda göze çarpan detaylar arasında. Renkler çok canlı… Çiçekli desenlerin yanısıra 60’ların geometrik çizgileri de renklerle buluşuyor. Öyle ki; Yves Saint Lauret’in efsanevi blok elbisesinden ilham alan tasarımcılar da var.

Dolce Gabbana’nın defilesinde ki kıyafetlerin geçitleri 1960’lı yılların gençlerinin özgürlük manifestosu gibi!  Kırmızı ekose’yi kotlarla, şortlarla kombinlemekle birlikte tulum ve bol pantolon gibi parçalarda da kullandığını görüyoruz.


Sevgiler…

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir