Gün içerisinde, farklı zamanlarda hatta en meşgul olduğum anlarda aklıma yeni fikirler gelir. Eğer o anda çizemeyeceksem modeli , aklımda mutlaka kodlamaya çalışırım, ve ya bir kenara sözel olarak not alırım.
Fakat en çokta uyuyacağım sırada ilham perim geliyor. Sabah erken kalkmam gerektiğinde bilhassa…
Hatta bazen rüyamda görürüm kendimi değişik kıyafetler içerisinde. Geçen yaz kendim için gelinlik diktiriyordum rüyamda. Çok değişik ve sıra dışı bir tarzı vardı. Ertesi gün resim kursundan hocama anlatmıştım. ‘’Sen bilinçaltında yatan gelinliği görmüşsün’’ dedi. Onu mutlaka not al ve hayata geçir. Çok hoşuma gitmişti böyle söylemesi. Hiç o açıdan değerlendirmemiştim.
Dün gece de böyle zamanlardan birini yaşadım. Saat gecenin ikisi olmuş ve gözümde modeller uçuşuyor. Kalbimde de bir kıpırtı… Heyecan duyuyorum ve uyuyamıyorum. Kalkıp çizmeye başlasam sabah staja gidemeyeceğim için yine kodlamalar yaptım.Ve bugün çizmeye koyuldum. Çok önceden çizmiş olduğum eskizlerime baktım ve kendimi kağıtlar içinde buldum. Bu anı size fotoğraflamak istedim. Çalışma masam ve çalışma anım…
En çok sevdiğim kısım… Moda kitaplarım…
Sitilistlik kursuna giderken karton siliütlerle başlamıştık çizmeye. Hem pratik oluyordu hem de ilk etapta silüet çizemeyenler olduğu için el alışkanlığı kazandırıyordu. Ben de mesela sırf yaka çalışmak istediğimde silüet çizmek yerine bu kartonların etrafından çizip üzerlerine yaka çalışıyorum.
Bu eskizime çizimlerimi karıştırırken rastladım. Unutmuşum… Çok olmuş çizeli… 1900’lü yıllardan bir gelinlik. Eskiz kağıdında olduğu için soluk görünüyor.
