İstanbul’dan döneli bir hafta oldu ve ben ancak yazabiliyorum. Döndükten sonra okulda yoğun bir şekilde sene sonu jürisi için hazırlık yaptık ve ben bugün tasarımımla jüriye çıktım. Bu konuyu bir sonraki postumda anlatacağım inşAllah. Geçte olsa Galata moda festivalinden söz etmek istiyorum. Kuledibinde gerçekleşen festival çok hoştu. Açık havada olması ve denizi görmek bana çok iyi geldi. Benim festivale katıldığım gün daha çok takı tasarımcıların standı vardı. Birkaç gün öncesinde asıl görmek istediğim moda tasarımcıları varmış. Yanlış bir bilgilendirilme oldu bana ama gittiğime değdi. Çünkü sadece kıyafet tasarımları değil her türlü tasarım ilgimi çekiyor.
Festivalde Birsen Canbaz’a ait seramik standı görülmeye değerdi. Özellikle bu yıl araştırdığım ve kendisi için tasarım yaptığım ‘’İlk Seramik Sanatçısı Füreya Koral’’ projesinden sonra seramiğe olan ilgim arttı. Bilhassa seramiğin tabak çanak haricinde farklı boyutlara taşınması çok hoşuma gidiyor. Resimde gördüğünüz Birsen Canbaz’a ait seramik kaftan… Seramikten küçük yaprakları tel yardımıyla birleştirerek, ince ve zahmetli bir işin sonucunda böyle güzel bir çalışma ortaya çıkarmış. Seramiğin Osmanlı kadınının gelinliği olan kaftanla bütünleşmesi beni hayran bıraktı.
Bir diğer özellikle ismini vurgulamak istediğim kişi Devran Mursaloğlu… Kendisi kağıt tasarımcısı… Daha evvel dergide röpörtajını okumuş ve internetten araştırma yapmıştım. Festivalde standını görmek çok mutlu etti beni. Kendisi benim orada bulunduğum esnada yoktu. Ama sağolsun diğer arkadaşlar fotoğraf çekmeme ve blogumda yayınlamama müsaade ettiler.
Devran Mursaloğlu, kağıtlardan tablolar, eşyalar, kutular yapıyor hatta çok beğendiğim ayakkabılar tasarlıyor. Fotoğraflarda ayakkabıları bilhassa yakın çekmek istedim. O kadar güzeldiler ki… Ayrıca bir de çok hoş bir şapka ile bileklik vardı. Kağıt tasarımları ilgimi çekiyor çünkü manken üzerinde ben de kağıttan kostümler deniyorum. Ama Devran Mursaloğlu kağıdı her alanda kullanmayı seviyor olmalı… Farklı alanlara ait tasarımlar yapmış çünkü…
Festivalden notlarım bu kadar değil tabi. Atmosferi anlatabilmek için aşağıda ki fotoğrafları çektim. İlgimi çeken standların kartlarını aldım. Döndükten sonra internetten araştırınca daha önce neden rastlamamışım ben bu isimlere dediklerim oldu. Bir sonra ki festivali de heyecanla bekliyorum şimdiden.
İstanbul’u çok severim. Önceden daha sık giderdim ancak okulumun yoğunluğu dolayısıyla uzun bir aradan sonra gittim. Birkaç gün bile olsa çok iyi geldi bana. Galata kulesine gitmek için İstiklal Caddesinde tramvaya bindim. Geri dönerken İstiklali yürüyerek Taksime geçtim… Havanın serin olması da gezimi daha rahat yapabilmemi sağladı. Yakın zamanda tekrar gidebilmek ümidiyle diyorum…
sevgiler…