Cambridge Düşesi Kate Middleton’nın başından düşürmediği şapkanın tarihi çok eskilere dayanıyor. Geçmişte İngiltere’de bırakın şapkasız dolaşmayı evin içinde bile bu aksesuar takılırdı. Erkekler toplumsal statü ayrımı, kadınlar süs için kullanıyordu.
Son zamanlarda özellikle moda dünyasının gözünün üstünde olduğu Cambridge Düşesi Kate Middleton’ın başından düşmeyen şapkalar hemen her gün İngiliz basınının dilinde. Günümüzde anlamı yalnızca bir aksesuar olan şapka, düşes için öyle değil. Aynı zamanda konumu ve katıldığı davetler itibariyle bir gelenek. Fakat şimdilerde, ananevi olarak şapkayı bazı ülkelerin monarşik aileleri kullanıyor. Bir nevi köklere saygı. Peki tarihte şapkalar tam olarak nasıl bir rol oynamıştı?
Şapka, ilkçağlarda iklimsel ve coğrafi koşulların getirdiği ihtiyaca binaen doğdu. Aslında eskiden soğuktan korunmak için gündeme gelmiş bir aksesuardı. Zaman içinde bilhassa erkekler için sosyal hayattaki etiketlerini vurgulayan bir araç haline geldi. Şapkalar; ceket, takım ve palto gibi eşyalardan daha düşük bir harcamayı temsil ettiklerinden geleneksel sınıf sınırlarını belirsizleştirmek ve dönüştürmek için ideal bir fırsat sağlıyordu.
SELAMLAMA MİĞFERDEN GELİYOR
Kadınları gizemli bir hale getiren şapkanın durumu erkeklerde daha farklı… 60’lı yıllara kadar erkekler arasındaki toplumsal statü ayrımını belirtmede en önemli rolü oynayan giyim eşyası şapkaydı. Erkek şapkaları, saygınlık talebinde bulunmak ve mevcut mevkilerini korumak için kullanılmıştı. Ayrıca hepimizin bildiği şapkayla selamlama adeti de yine bu zamanlarda ortaya çıkan ve erkeklerin üstlerine saygısını ifade etme yollarından biriydi. Bir savaşçı bir eve girdiğinde miğferini çıkarır ve elini uzatırmış. Miğferini çıkararak ev sahibine güvendiğini, elini uzatarak da elinde silah olmadığını gösterirmiş. İşte şapkayı çıkararak selam verme, bu eski adetin günümüzdeki biçimini almasını sağlamış. Aileyi kamusal alanda erkeklerin temsil etmesi nedeniyle ailenin statüsünü vurgulamak için kadınlarınkinden çok erkelerin şapkaları söz sahibi olmuştur. Örneğin işçi sınıfıyla asiller kategorisinde olan ahalinin taktıkları şapkalar birbirlerinden boyut, kumaş ve şekil olarak farklı özellliklere sahipti. Buna rağmen kadın başlıkları erkeklerinkinden çok daha çeşitli ve bireyseldi. Tabii ki bunda kadınların süslenme dürtülerinin etkisi göz ardı edilemez. Sosyal hayattaki kimliklerini ortaya çıkarma işi erkekler üzerine düşmüş olsa da kadınların da zengin mi yoksa halk sınıfına mı ait olduğunun anlaşılması için belli bir koda ihtiyaç da yoktu. Zira şapkasının gösterişinden her şey pekala anlaşılıyordu. Büyük, gösterişli, tüylü şapkalar halk sınıfından bir kadının ekonomik gelirinden ötürü sahip olabileceği çeşitte değildi. Halktan olan kadınlar, daha küçük ve bazen taze çiçeklerle süsledikleri şapkalarını kullanıyordu.
ŞAPKA GİYMEYEN ANORMALDİ
Şapkalar o dönemde, günümüzde yersiz sayacağımız pek çok durumda kullanılırdı. Sokağa şapkasız çıkmanın kabul görmemesi bir yana, bireyin toplumsal statüsü ne olursa olsun bazı şapka biçimleri ev içinde bile çoğu kez kullanılmaktaydı. Örneğin, bugün şapka deyince ilk aklımıza gelen İngilizler, ofislerinde bütün gün şapkayla çalışıyordu. Şapkalar geçmiş yüzyılarda bugün kamusal alan diye tabir ettiğimiz yerlerde takılıyordu. Bir çeşit zorunlu üniforma gibi. Üstelik bu dönemlerde çok az şapka çeşidi vardı. Bunlarda şu veya bu kategoriye ait olduklarını, renklerinde, boyutlarında, siperliklerinde ve malzemelerindeki farklarla ayırt edilebiliyordu. Yeni bir şapka türü ortaya çıktığında çoğu zaman bir dönem farklı toplumsal sınıfların üyeleri tarafından giyilmiş ama er ya da geç kendi biçimini bulmuş belirli bir tolumsal sınıfın ayrıcalığı haline gelmiştir. Bilhassa 19’uncu yüzyılın ortalarında İngiltere’de çıkan ve diğer ülkelere yayılarak benimsenen şapka türünün tarihçesi bu ilkeye birer örnektir.
60’lı yıllarda sosyal statü rolünü yerine getirmeyi bırakması, 20’nci yüzyılın ilk yarısı boyunca giyilmeye devam eden şapkanın 19’uncu yüzyılda dönemin toplumsal çevresine uygun olduğunu özellikle gösterir. Ama her şeye rağmen şapkanın geçmiş zaman içinde mutlu anlar yaşadığını da söylemeliyiz. Tabii ki kadınlar için! Kıyafetlerini hazırlayacak kadınlar önce şapkalarını satın alır, sonra elbiselerini şapkasına uygun kumaşlardan hazırlatır ve hatta şapkalarının kumaşından ayakkabı ve çantalarını yaptırırmış. Şapkanın bir aksesuardan ziyade bir tarihi barındırıyor olması bugün tebessüme sebep olsa da 1860’larda şapkasız bir adam anormaldi. Üstelik şapka sıcak hava sebebiyle ceket ve kravat çıkartılıp bir yana konduğunda bile her zaman yerinde.
http://haber.star.com.tr/cumartesi/sicak-havada-bile-bas-taciydi/haber-766586