Galata Moda'dan İzlenimler

Üç günlük İstanbul seyahatinden dün döndüm. Galata Moda Günlerine ise çeşit açısından daha fazla kıyafet görebilmek için ilk gün katıldım. Aslında tasarımcılar da kendi standlarında zaman zaman olurlar diye ümit ederek gitmiştim ancak yoğunlukları nedeniyle katılmadılar. Daha önce ki Galata Moda Günleri yaza doğru olduğu için hava çok güzeldi. Bu sefer hem kapalı hem de çok soğuktu. Üşümekten dolayı çok keyifli gezdiğimi söyleyemem. Yoksa standlarda iki tur yerine daha fazla turlardım.

Genel olarak kendi fikirlerimi paylaşacak olursam; umduğumu bulabildiğimi söyleyemem. Her seferinde daha iyisiyle karşılaşacağımı ümit ederek gidiyorum ancak yanılıyorum. Alternatif alışveriş sokağı temasıyla kurulan standlar tasarımcıları yansıtıyordu fakat ben daha fazla çeşit görmeyi dilerdim. Örneğin beğendiği kıyafetin bedenini bulmakta zorluk çekenler oldu. Sanki daha indirimli satıldığı için sezon sonu ürünlerinin sunulduğu izlenimini aldım.

Rana ve Berna Canok kardeşlerin tasarımları beğendiklerim arasındaydı. Panço kesimli bluzlar kumaş seçimleri ve kullandıkları aksesuarlarla sadelikle şıklığı yakalamışlardı. Aynı zamanda sateni ve ipeği birleştirerek harika dokularda kısa elbiseler tasarlamışlardı. Keşke elbiselere de fotoğraf çekebilseydim ancak dışarıdan görüntü almaya müsade ediyorlardı.

Kumaş ve dikim teknikleriyle farklılık sunan bir diğer isim Zeynep Tosun. Fotoğrafta ki somon rengi elbisenin siyah kısmı origamik bir kırma tekniğiydi. Nasıl yapıldığını bilmiyorum ancak çok hoşuma gitti. Aynı teknik askıda ki gri elbisenin etek kısmında da var ve daha çok belli oluyor.

Mehtap Elaidi’nin farklılığı tasarımlarından hissediliyordu. Gamze Saraçoğlu detaylarla sade bluzlarına hareket katmıştı. Öykü Thurston’ın keçeyi kullanış şekli görülmeye değerdi. Nazlı Çetiner’in Mandalinarossa’sı ismiyle bütünleşmiş renklerinin çekiciliğiyle uğramadan geçmenize imkan tanımıyordu.