Toplumsal açıdan önemli bir olgu olan moda, geçmişinde ciddi bir birikim barındırır. Elbiseler sadece birer eşya değillerdi. Beraberinde anlattıkları, hikayeleri ve göstergeleri de vardı. Sosyal statü belirleyen, cinsiyet farklılıklarını vurgulayan ve çığır açan mühim bir terimden söz ediyoruz.Moda… Kitlelerin uyum sağladığı bu anlayış hiç şüphesiz ki başroller de barındırıyordu. Modaya ciddi değişimler ve yeni bakış açıları kazandıran isimler… Hakkında çok fazla yabancı kaynağa sahip ancak ne yazık ki Türkçe olarak pek az anlatım bulunan bir isim… Mariano Fortuny…
Doğum tarihi 1871 olan, yani Rococo dönemine denk gelen İspanya doğumlu Fortuny, modanın devrimcilerinden… 20. Yüzyıl öncesinde kadınlar için tek başına giyinebilmek neredeyse imkansızdı. Tahtadan ve kemiklerden oluşan korseleri taşımak hem yardım istiyordu hem de güç… Tam da bu süreçte dünyaya gelen Mariano Fortuny, kadınların sağlığını bozacak derecede tahribat veren ve kullanımı hiç rahat olmayan korselere ilk özgürlükçü adımı atan isim oldu.
O’nun için yanlızca modacı demek yeterli olmayacaktır. Aynı zamanda bir ressam, heykeltraş, mimar ve bilim adamı olan sanatçı, tekstil tarihine ismini kazımıştır. Londra’nın ünlü tasarım müzesi Design Museum da, Fifty Dresses That Changed the World (Dünyayı Değiştiren 50 Elbise) adlı kitapta yer alan ‘’Delphos’’ elbisesi halen hiç bir tasarımcı tarafından taklit edilememiştir. Çünkü tekniği anlaşılamamış ve neticede kopya edilememiştir.
Vücudun doğal hatlarını vurgular biçimde tasarladığı ipek elbiseleri, Neo-Grek stilini olağanüstü bir biçimde yansıtıyordu. Kadınlara hareket rahatlığı getiren plili elbiseler pek çok deneysel çalışmanın ardından meydana gelmiştir. İstediği rengi ve dokuyu elde edebilmek için atölyesinde bilimsel tecrübeler yaşamıştır. Moda için sadece kıyafet tasarımcısı olduğunu söylemek eksik olur. Aynı zamanda bir kumaş tasarımcısıydı Mariano Fortuny…Patentli olan ‘’Delphos’’ elbisesi de kumaş ve formu itibariye buna en iyi örnektir.
Büzgülü ipek elbiseleri, Venedik işi cam boncuklarla süslenmekteydi. Babası ünlü bir ressam olan Fortuny kaynaklara isminin yanına ‘’doğuştan tekstil tasarımcısı’’ ünvanını da ekleyen yegane tasarımcıdır. Kumaşlarının üretimi için kendi imalathanesini de açan sanatçı, Venedik’te tekstil ürünlerinin ve kıyafetlerinin satıldığı bir mağaza açtı. Kumaşta baskılar deneyen Fortuny, eşarp üretimi de yapmıştır. İpek, koton ve kadife üzerine boyama teknikleri geliştiren modacı, renk ve kumaş kullanımı açısından ciddi bir disipline sahipti. İstediği tonu yakalayıncaya kadar defalarca deniyordu. Delphos elbisesi O’na plise tekniklerinin de patentini getirmişti.
Mariano Fortuny’nin kıyafetleri, modanın başyapıtlarından kuşkusuz…Üzerinden yüzyıl geçmiş olmasına rağmen hala büyüleyici etkisini yitirmeyen kostümler, Venedik’te kendi ismiyle açılan Fortuny Müzesinde sergilenmektedir. Kıyafetlerini tarihe yazmasının tek nedeni korselere olan ilk baş kaldırısı değildi elbette. Bilakis vücutta enfes durması, hatları vurgulaması, kumaşlarında ki kusursuzluk ve işçilik de elbiselerini başarılı kılıyordu. Natalia Vodianova’nın MET Gala’da giydiği vintage Mariano Fortuny kıyafeti bunun günümüzde bir ispatı gibi…
Tekstil için önemli bir yere sahip olan sanatçı hakkında bir çok kaynak kitap yazıldı. Yurtdışına gittiğimde alınacaklar listesinde üst sıraya yerleşti bile Mariano Fortuny kitapları…
Sevgiler…
3 yorum “Moda Sanatçısı; Mariano Fortuny”
Abla bu kitabı aldım sana ben.
Biriciğim, canım kardeşim benim ne kadar mutlu ettin beni anlatamam. Çok teşekkür ederim tatlım. Seni çoook seviyorum.
Moda ile hiç ilgili biri değilim. Bu markayı araştırmama neden olan şey ise Marcel Proust’un çok önemli bir eseri olan “Kayıp Zamanın İzinde” adlı romanında bu markanın adının sıkça geçmesi oldu. Fransız aristokrasinden olan roman kahramanı sevgilisine Fortuny marka kıyafetler alır sürekli. Romandaki düşeslerin, prenseslerin de tercih ettiği marka Fortuny’dir. Yazar romanı yazmadan önce Mariona Fortuny ile mektuplaşmış ve Fortuny’den bazı tasarımlarında Capraccio adlı ressamdan esinlendiğini de öğrenmiş.
Marka bu nedenle ilgimi çekti ve araştırmaya başladım. Sizin yazınıza da bu şekilde denk geldim. Yazınız bana bir miktar fikir de verdi. Teşekkür ederim.